Türkiye’de sinema

Günümüzde film ve dizi sektörüne baktığımızda büyük bir ahlaki çöküşle karşılaşıyoruz. İçeriklerin sırf reyting ve izlenme uğruna yanlış ellerde heba edildiğini, konuların tekdüze aralıkta tutulup halkın ortak güldürüsü ve ilgi çeken birkaç konu dışında içerik üretimi fazlasıyla körelmiş durumda. Dillerden eksik olmayan ve belirli bir kesimi güldüren ve kıran, ilgiyle izlenen, -genelde çoğunluğu- küfür, hakaret, mahremiyet dışı içeriklerin ekran başına halkımızı kilitlediğini görüyoruz. Peki bize bir şeyler katıyor mu gerçekten? Velev ki izlediğimizim bize bir şeyler katmasına ihtiyaç duymadığımız bir andayız. Yine de saatlerimizi vermeye değecek bir güldürü mü izlediğimiz? Güldürürken düşündüren, mizah yönü anlamıyla ağır basan içerikler ve kesitler izleyip; hem gülüp hem inceden verilen mesajın bize kattıklarıyla gelişmek varken, bu kadar kolaya kaçmayı anlayamıyorum. 
Ahlak çöküntüsü yaşadığımız bu dönemlerde, üretilen içeriklerin özgürlük adına birçok görünüşe ve davranışa imrendirilen yeni nesili nasıl kurtaracağız acaba? 
Sorular derin icraatler sığ. Umarım akıp giden sahneler, kesitler ve entrikalar içinde kendimizi kaybetmeyiz.