Yerel Haber Girişi : 17 Mart 2022 11:43

ÜRETİM AMA NASIL?

ÜRETİM AMA NASIL?

Bitkisel, tarımsal ve hayvansal üreticilik açısından gözler bir kez daha Erzurum’a çevrildi.

Türkiye’de son aylarda yaşanan gelişmeler, üretim ekonomisini ön plana çıkartırken, özellikle bitkisel ve hayvansal üreticilik açısından gözler bir kez daha Erzurum’a çevrildi. Büyükbaş hayvan varlığı sıralamasında Türkiye ikincisi olan ve yine ekilebilir arazi büyüklüğü bakımından da Türkiye’nin sayılı kentlerinden birisi olan Erzurum’da, üreticiler teşvik destekli tarım ve hayvancılığa yönelik politikalar bekliyor. Pasinler Ovası ve Erzurum Ovası gibi birbirinden farklı özelliklere sahip olmasının yanında bitkisel ve tarımsal üretim açısından yüksek verim potansiyeline sahip toprakların katma değer üretir bir duruma getirilmesinin ülke ekonomisine dinamizm kazandıracağı ifade ediliyor. Bir zamanlar ayçiçeği, patates, mısır ve şeker pancarı gibi endüstriyel bitkilerin yoğun olarak ekilip hasadının yapıldığı Erzurum toprakları, uzun yıllardır bu potansiyelini değerlendiremiyor.

DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ DARBESİ
Sadece Erzurum’da değil, Türkiye’nin tarıma dönük faaliyetlerde bulunulan birçok bölgesinde üretim, ‘Doğrudan Gelir Desteği’ adı verilen ve Avrupa Birliği dayatması olan uygulamayla büyük yara aldı. Sahip oldukları toprak için dönüm başına yapılan para ödemeleri, çiftçileri üretimden uzaklaştırıp zahmetsiz kazanç elde etmeye alıştırırken, üretim eksikliğinden doğan ihtiyaç için de Türkiye’de ithalatın yolu böylece açılmış oldu. Türkiye’deki tarımsal arazilerde rahatlıkla üretilebilecek birçok ürünün artık yurt dışından ithal edilmeye başlanması, çiftçilerin üretim planlamalarını da kısıtlamaya başladı. Zaman içerisinde şeker pancarının yerini mısır şurubu alırken, kesme şekerin yerini ise, nişasta bazlı şeker aldı.

KENDİ YEMİNİ KENDİSİ KARŞILAYAN ERZURUM
Yine bir zamanlar kendi büyük ve küçükbaş hayvanının yem ihtiyacını bile kendi karşılayan Erzurum’da, yem bitkisi üretimindeki düşüşle birlikte gözler yine ithalata çevrildi. Türkiye’ye ithal edilen kaba yemler, üreticileri kendi ihtiyaçlarını gidermekten iyice alıkoyarken, hayvansal üretimin başına bu kez de maliyet darbesi indirildi. Erzurum’dan Türkiye’ye ve hatta yurt dışına bile hem canlı ve hem de karkas etin gönderildiği dönemler geride kalırken, arz ve talep dengesi de birbirine karışmakla kalmadı, Erzurumlu besiciler bile yurt dışından ithal edilen canlı hayvan ve etlere muhtaç kaldı.

DEVLETİN FEDAKARLIĞINA İHTİYAÇ VAR
Son aylarda yaşanan ekonomik gelişmelerin ardından gündeme gelen üretim ekonomisi, Erzurum çiftçisi için de bir fırsat olarak görülürken, işin uzmanlarına göre ise, üretimde ilk olarak maliyetlerin azaltılması gerektiğine vurgu yapılıyor. Uzmanlar, “Bu noktada devlet yolun başında fedakarlık yapmak zorunda. Çiftçinin maliyetine ortaklık etmek bile belki hafif kalacak ama süreç sonunda kazanan hem millet, hem de devlet olacak. İthalattan kaynaklı tüketim yerine, üretime dayalı bir ekonomi modeli inşa edebilirsek, kısa vadede 5 yıl sonra devlet bile karşıladığı maliyetleri fazlasıyla geri almış olacak. Çünkü ithalat azalmış olacak” dediler.