Hükümetin çalışma hayatına yönelik olarak attığı adımlar herkesin malumudur… Nitekim dün asgari ücrete yapılan ara zam da, işte bu yöndeki hamlelerden sadece birisi konumundadır…
Rakam iyi mi?
Allah için iyi…
Çalışanın gelirinin yüzde 30’un üzerinde artması demek, satın alma gücünün de aynı oranda artması demek…
Gelelim işverenlere…
Hepimiz bu piyasanın birer parçasını teşkil ediyoruz ve dolayısıyla yapılan bu artışlar haliyle bizi de doğrudan etkiliyor…
Şöyle ki;
Çalışanlarımız var, maaş ödüyoruz…
İlaveten çalışanların sigorta primleri ve stopajları derken, maliyetlerimiz de bu artışla birlikte tırmanır hale geliyor…
İşte hükümete en büyük sorumluluk da tam da burada düşüyor…
Öncelikle bölgesel şartlar da göz önünde tutularak, işveren maliyetlerinin düşürülmesinde büyük fayda var…
Zira maliyetlerde bir azalma söz konusu olursa, piyasada alım-satım kapsamına giren ne varsa muhtemel bir artışla karşı karşıya gelmemiş olur…
Hal böyle olunca da, maaşlara yapılan artış çok daha anlamlı ve çok daha değerli bir hale gelir…
Biz yönetim kademesinin bu doğrultuda adımlar da atarak, sadece asgari ücretlinin değil, sabit gelirli herkesin mutlaka koruma altına alınacağına inanıyoruz…
Yıllardır yazar dururuz mesela…
Erzurum’un da içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesi için farklı bir vergi sistemi oluşturulamaz mı?
Pekâlâ oluşturabilir…
Biz burada ve bu bölgede 6-7 ay kış çilesi çekiyoruz, ek olarak pazarlara ve hammaddeye de oldukça uzağız…
Üretim şehri değiliz!
Sanayimizin çapı da belli, kalibresi de…
Yani bir Kocaeli değiliz, hele Gaziantep hiç değiliz!
İşte biz buna tam da pozitif ayrıcalık diyoruz…
Uzun sözün kısası:
Dezavantajlı bir bölgedeyiz ve bu dezavantajlarımızı hükümetimizden avantaja dönüştürmesini istiyoruz…
Nasıl mı?
Vergi indirimleriyle…
Nasıl mı?
SSK prim ve stopaj indirimleriyle…
Nasıl mı?
Enerji ve doğalgaz indirimleriyle…
Olur mu dersiniz?
Olur…
Bu ülkede Erdoğan gibi milletine hizmetkâr olmuş bir lider varken, hem de bal gibi olur…
Yeter ki, biz anlatmasını ve istemesini bilelim!