YALANLAR… GERÇEKLER… 

Aziziye Belediyesi’nin organize ettiği “Türkiye’de iç ve dış siyasetteki güncel gelişmeler” panelinde çok önemli mesajlar verildi. 

Mesela, son zamanlarda sosyal medyada sık sık paylaşılan sığınmacı görüntülerinin, Türk topraklarına el kol sallaya sallaya girişi değil, bayramlaşmak için ülkelerine giden Suriyelilere ait olduğuydu. 

Bu ve buna benzer daha birçok konuya temas eden konuşmacılar, Türkiye’nin birlik ve beraberliği ve en önemlisi de geleceği üzerinde durdular. 

Zafer Şahin iyi bir gazeteci, sonra Yusuf Alabarda emekli bir asker ve gazeteci. Farklı alanlarda ve farklı kulvarlardaki bilinmeyenleri dile getirmiş olsalar da, buluştukları ortak nokta aynıydı. 

Dikkatle dinledim, aktarılanları özenle arşivledim zihin arşivimde. Örneğin Vecihi Hürkuş‘un başına gelenleri, sonra milli muharebe uçağının yapımında on bin mühendisin çalıştığını öğrenince şaşkınlığımı gizleyemedim. 

Bunlar önemli detaylardı, sonra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın asıl sebebinin, bu savaşla neyin amaçlandığının da anlatıldığı panelde, yenidünyada Türkiye’nin yerinin neresi olduğuna da kafa yordum. 

Ve gördüm ki, hiçbir şey ama hiçbir şey karşı mahalledekilerin anlattığı gibi değil. 

Her şey bambaşka!

Her şey çok farklı!

Ortada öyle bir bilgi kirliliği var ki, doğru nerede, yanlış nerede bilen yok. 

Bize düşen de zaten doğrunun yerini bulma, bilme ve yarında olmadır değerli okurlarım. 

Doğruyu yalnız bırakır da yanlışın peşinde koşarsak, sonumuzun hüsran olacağı kesin. 

Ve son bir not:

Konuklar içinde bulunduğumuz dönemde medya okuryazarlığının çok önemli olduğunun altını çizdiler. 

Şuna vurgu yapmalıyım!

İletişim Fakültesi mezunu bir medya çalışanı olarak; medya okuryazarlığını biz bile daha tam anlamıyla kavrayabilmiş değiliz. 

Bunu toplum nasıl öğrenecek?