Kazım Karabekir Stadyumu’nun kötü zemini için eleştiri yaptığım için fanatik bazı Erzurumsporlu tanıdıklarımın itirazına uğradım. Yaptığım eleştirinin Erzurum için kötü bir imaja sebep olacağını, bu yüzden bana dikkatli olmamın lazım geldiğini söylediler. Benim anlamadığım şey, bir gerçeği dile getirdim diye kötü bir imaj oluşacaksa, zaten oluşsun. Burada asıl sorun o kötü imajın oluşması değil, tersine o imajın oluşmasına sebep olanlar olmalı bence. Yıllardır yeni stadyum istiyoruz, sesimizi duyan olmamış, ömrünü dolduran stadın zemini patates tarlasına dönmüş, bunu kimsenin sorguladığı yok ama ben stadın zemininin fevkalade kötü durumda olduğunu söyleyince rahatsız olanlar çok. Erzurum’un temel sorunu bence bu. Bu yüzden bu memleket bir şeyin sahibi olamıyor. Bu yüzden bizim memlekete herkes her zaman nasılsa cepte gözüyle bakıyor. Halbuki yanlışların karşısında gösterilen bir tepki olsa, hiç kimse böyle yanlışlar ortaya çıksın istemez ve gerekeni yapar. Ama biz yanlışları gizlersek, söylemezsek, düzeltilmesini istemezsek, yanlışları bırakın çözmeyi bu yanlışların sayısı arttıkça artar. Ben şimdi stadın zeminini eleştirdim diye kötü olacaksam, kötü olayım. En azından televizyon ekranlarında milyonlarca futbol sever o patates tarlasını izleyip memleketimi eleştirirken ben vicdanen rahat olurum. Yanlışı gizleyenler de oturup eserleriyle övünürler o zaman. Memleketimize yeni bir stadyum yapılmamış olması, nasıl ki siyasetin bir ayıbı ise, stadın zemininin o halde bulunmasıda bu memleketin ayıbıdır.