Yerel seçim sohbetleri

Geçenlerde bir çay sohbetinde belediye başkanlığı seçimlerini konuşuyorduk. Masasında oturduğumuz grup, yaklaşan seçimlerle ilgili öyle yüksekten atıp tutuyordu ki, içlerinden birisi; “falancayı aday göstermeyeceğiz” diye vurdu elini masaya. 
Kim olduğunu sordum, parti yöneticiymiş meğerse. 
Güldüm sadece. 
Çünkü belli ki bu arkadaş, kimin belediye başkanı adayı olacağına kendisinin değil, Ankara’nın karar verdiğini bilmiyordu. 
Ufaktan ufağa sohbete dahil oldum ve dedim ki, Ahmet Küçükler’i de aday göstermeyiz diyordu dönemin il yöneticileri. 
Sonra sokaktaki vatandaşlar da, aday gösterilmesi halinde oy vermeyeceklerini söylüyorlardı. 
Sonuç ne oldu? 
Küçükler, ikinci kez aday gösterildiği seçimlerden oyunu arttırarak çıktı hem de. 
Aday gösterildi diye il yönetiminden istifa eden oldu mu, olmadı. Oy vermem diyenlerin hepsi de, gidip oyunu yine Ahmet Küçükler’e verdi. Daha doğrusu, partisine verdi, yani Ak Parti’ye. 
O yüzden hali hazırda hiç kimse bu işin kabadayılığını yapmasın! Yok ben aday göstermem, yok ben oy vermem gibi laflar, işin hikaye kısmı. 
Hem genel merkez soruyor mu teşkilatlarına istiyor musunuz, istemiyor musunuz diye. Diyeceksiniz ki evet soruyor; temayül yoklaması yapıyor. 
Doğru yapıyor, ama ben buna şahsen kendine temayül yoklaması diyorum. Sonucu belli olmayan temayül mü olur be kardeşim! 
Sen burada oy veriyorsun, ama sonuçlardan haberin olmuyor. Neymiş, sonuçları genel merkez görüyormuş. Belki biraz ağır olacak ama siz de bu dolmayı yiyorsunuz; çünkü yukarının kimi aday göstereceği ya bellidir ya da kafada birileri vardır. Sizin ne istediğiniz, kimi beklediğinizin hiçbir önemi yoktur. O temayüller de siz kendinizi önemli hissedesiniz diye vardır zaten. 
Erzurum’a dair bir değerlendirme yapacak olursam da şunu söyleyebilirim. Daha önce de söyledim, altını yine çiziyorum. 14 ve 28 Mayıs seçimleri için oluşturulan milletvekili aday listelerinin tamamı moral bozucuydu ve seçmenler verdikleri oyları içlerine bile sindiremedi. 
Çünkü listeler seçmenin beklentisini değil, yukarıda diledikleri gibi at koşturanların beklentisini karşılıyordu. Bu tüm partiler için geçerli. Umuyorum o at koşturanlara bir daha aday belirleme fırsatı verilmez.