YETİM VE HIRSIZ

Erzurumda meşhur bir söz vardır ya herkes bilir :
Yetim hırsızlığa çıkınca ay akşamdan doğarmış diye. Erzurumsporun durumu tam da böyle işte. Hocasini değiştiğimiz takım sezonun ikinci yarısına çok da güzel başladı ama şanssızlıklartı bu takımı yakasını bir türlü bırakmıyor. 
Sakatlıklar bir yandan geliyor kart cezaları öbür yandan geliyor. Müthiş bir performans sergilediğimiz maçları bile yedigimiz son dakika golleri ile kaybediyoruz. 
Ama genel anlamda takımın bu kadar olumsuzluğa rağmen durusu ve mücadelesi bana göre gerçekten takdir edilmeyi hak ediyor. 
Muzaffer Bilazer dönemin en çok eleştirenlerden birisi olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki o dönemler Erzurum sıfır adına kayıp dönemler olmuştur. 
Keşke Hakan kutlu gibi hücum futbolu oynatan bir hocayla Erzurumsporu çok daha önce tanıştırmış ve yolumuza öyle devam etmiş olsaydık. 
Çok net söylüyorum şu anda ligde kalma mücadelesi veren bir Erzurumspor değilde kesinlikle bir üst lige çıkabilmek için mücadele eden bir Erzurumspor konuşuyor olurduk.
Ama işte bazen herkes her şeyi göremeyebiliyor. Bazen bir takım dengeler bazı hakikatleri perdeleyebiliyor. Yapacak bir şey yok. Bizim de Erzurum sporun da görüp göreceği bu olsun. 
Bu temenni de bulunduktan sonra önümüzdeki Çaykur Rizespor maçına değinelim. Sıralamada ki yerlerimiz birbirinden çok farklı olsa da bu maç hem bizim için hem de Rizespor içi büyük öneme sahip. Çünkü yeşil mavili takımın süper lige yükselme gibi bir hedefi var. Bize kaybederse bu hedefe ulaşma noktasında sıkıntı yaşayabilir. O yüzden Çaykur Rizespor da bu maçı asılacak biz de bu maça zaten asılmak zorundayız. Hal böyle olunca Erzurum sporun oynayacağı Rizespor maçı karşılıklı mücadeleye sahne olacak.