Aslında bugün hafta sonunda gerçekleştirdiğimiz Erzurum Gazeteciler Cemiyeti kongremizi yazacak, yeni döneme ilişkin bazı ipuçları verecektik ki, bazı demi bozukların deli zırvası açıklamalarına denk geldik…
Cemiyet bekler, kongre de bekler, ancak hadsizlere, hainlere ve ihanet ateşinde dem tutanlara ayar vermek, beklemez, bekletilmez!
Bu sebeple kongremizi bir başka gün konuşmak üzere bir kenarda bekletiyor ve asıl meseleye dönüyoruz….
Şimdi!
CHP'nin kent uzlaşısı kurarak ittifak yaptığı DEM Parti’nin Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, demiş ki:
-Tüm Türkiye ve Kürdistan'ı adım adım dolaşıyoruz…
Bak, bak, bak!
Belli ki bu kadının coğrafya bilgisi de kıt, tarih bilgisi de…
Şimdi!
Bizim bildiğimiz, -ki herkesin bildiği de budur- Kürdistan diye bir bölge ya da coğrafya yok!
Olduğunu iddia edenlerin ise, ya akılları tutulmuş yahut da idrakleri kaybolmuştur…
Çünkü üzerinde yaşadığımız bu coğrafya, her santimetrekaresi ile Türkiye’dir, Türkiye Cumhuriyeti’dir!
Bu topraklar üzerinde değil fiili; etnik ayrımcılığa dayalı adlandırma, bölüştürme ve ayrıştırma yapmaya yönelik cümleler kurmak bile şerefsizliğin ve hainliğin daniskasıdır!
E tabi…
Ana muhalefet olacak CHP ile terörist partisi bu denli iş tutarsa, onlar da kalkıp aç tavuk misali kendilerini darı ambarında görürler…
Bazen bazıları abartılı buluyor; ancak biz hiç de öyle düşünmüyoruz…
Misal, deniliyor ya:
-CHP bu ülkede milli güvenlik sorunudur, diye…
Emin olun hakkı var bunu söyleyenlerin…
Hatta az bile söylüyorlar…
Çünkü öyle olmasa it, köpek ve çakal bu kadar pervasızca havlayabilir miydi?
Tabi bu demek değil ki, CHP ön veriyor diye bu demi bozuklar diledikleri gibi at koşturacaklar…
Yok öyle yağma!
Zira bu topraklar üzerinde Kürdistan rüyası görmek; zıbardıkları yerde ancak ve ancak kıçı başı açık kalmış olanların işidir!